CHP’de değişim tartışmasına liderlik eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün merakla beklenen basın toplantısını gerçekleştirdi.
İmamoğlu, yüksek enflasyon ve düşük alım gücü vurgulayarak hükümetin politikalarını eleştirdi. İBB Başkanı konuşmasında değişim mesajı da verdi.
‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’
İmamoğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
– Açıkça belirtmeliyim ki Mayıs seçimlerinden sonra iktidar muhalefetini tasfiye etme çabalarına en güçlü muhalefet başta İBB olmak üzere ülkemiz metropollerinde yer alacaktır. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde demokrasimizi yeniden canlandırmak için tüm vatandaşlarımızı şehirlerimize sahip çıkmak için birlikte yürümeye davet ediyorum.
– İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Bu sözü çok ciddiye alıyorum. Yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. İstanbul’u kazanan belediye başkanı lider, dünyanın en değerli şehrine hizmet etme şerefine kavuşur. Eğer o kişi milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette değerli bir yere getirecektir. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü sadece seçim zaferi olarak algılamıyorum.
– Türkiye’de gerçek toplumsal barış, ancak Cumhuriyetimizin temel amacının, yani vatandaşlarının, hiçbir ayrım gözetilmeksizin, ülkelerinin şehirlerinin, sularının, dağlarının tarihi mirasına eşit olarak ortak olması durumunda gerçekleşecektir. İstanbul’un sorunlarını çözmek, Türkiye’nin sorunlarını çözmektir. Kuşkusuz İstanbul uzun süredir ihmal edilmiş ve etrafı büyük sorunlarla çevrili bir şehir. İlimizde dayanılmaz hale gelmiş bir nüfus yoğunluğu var. Özellikle hükümetin teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akını, şehrimizi güvenlikten barınma krizine boğuyor. Resmi olarak halkımız bundan çok şikayetçi.
“Ben de kendimi İstanbul’a mühürlü görüyorum”
– Hayat pahalılığı toplumsal düzen için bir tehdit haline geldi. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bu nedenlerle Mayıs 2024’te yapılacak yerel seçimler bu fütürizme hayır deme seçimi olacaktır. İstanbul’un bu devasa sorunlarını çözmek, aynı zamanda Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin test alanıdır. İşte tam da bu yüzden anladığım kadarıyla ‘İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmaktır’. İstanbul ve Türkiye’nin talihi mühürlendi. Ben de kendimi İstanbul’a mühürlenmiş görüyorum.
– Burada İstanbul’da oluşturduğumuz yeni yönetimde daha mutlu bir Türkiye’nin mümkün olduğunu vatandaşlarımıza ispatlıyoruz. Bu şehre ihanet eden, müşterek evimizi gri bir beton yığınına çeviren rantiyeci, yoksullaştıran iktidara bu büyük milletin boyun eğmediğini gösteriyoruz.
“Ben başkan değil, görev adayıyım”
– Bizi çeşitli kanallardan takip eden vatandaşlarımdan burayı iyi dinlemelerini rica ediyorum: Ben hayatım boyunca bir koltuk değil, bir görev adayı oldum. Bugün bu misyon, Türkiye’ye yeni bir siyaset ve yönetim anlayışı getirmektir. Öncelikli hedefim bu topraklarda cesur bir demokrasiyi, adaleti, bölgemize ve dünyaya ilham verecek özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ve güçlü bir devleti yeniden tesis etmektir.
– Vatandaşların yaşam kalitesi için yerel düzeyden kaynaklanan kapsayıcı, eşitlikçi ve katılımcı bir kalkınma; halkımızın can güvenliğini sağlamak için çevre krizine ve depreme karşı tavizsiz ve aktif önlemler; Gelecek nesiller için gerçekten müreffeh bir toplum ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji atılımı, politik vizyonumuzun temel direkleridir. Bu amaçlar doğrultusunda güçlü ama demokratik, aktif ama denetimli, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının altını çiziyorum.
